SİVASLI YİĞİDOO
osman  
  Ziyaretşi defteri
  SİVASLIYIZ
  TÜRKÜM ÖLENE KADAR.
  => İletişim
  => KANGAL KÖPEĞİ HAKKINDA
  Ana Sayfa
  FORUM
  ANKET
  ntv haber
  kangal balıklı kablıca
KANGAL KÖPEĞİ HAKKINDA

Kangal Köpeği

Tarihçesi

Kangal Köpeğinin tarihçesini araştırdığımızda en küçük bir belgeye rastlayamadık. Kangal köpeği hakkında çeşitli rivayetler söz konusudur. Bir rivayete göre M.Ö. Asurlular ve Babilliler zamanında türediği, aslan ve kaplan gibi vahşi hayvanlara karşı korunmak, savaşlarda yararlanmak amacıyla büyük bir özenle yetiştirildiği anlatılmaktadır. Bu köpeğin çok rahat bir şekilde aslanı mağlup ettiği söylenmektedir.

İkinci bir rivayete göre, Hint mihracesinin Osmanlı padişahına (Yavuz Sultan Selim veya 4. Murat'a) bir köpek hediye etmesiyle başlamaktadır. Sarayda bulunan ve aslanla boğuşan bu köpek aslanı öldürüyor. Böylece padişahın nazarında büyük bir ilgi görüyor. Osmanlı ordusu doğu seferine gelişinde Kangal Deliktaş dolaylarında köpeğin kaybolduğu ve bütün aramalara rağmen bulunamadığı, Kangaldaki köpeklerin bu köpeğin soyundan türediği rivayetler arasındadır.

17.Yüzyılda Evliya Çelebi Seyahatnamesinde aslan kadar kuvvetli olarak tarif ettiği bu köpeklerden bahsetmektedir. Osmanlı İmparatorluğu kurucularının bu köpeği beraberlerinde Anadolu'ya getirdikleri ve Osmanlının Avrupa'ya yayılmasıyla çoğu Avrupa Çoban Köpeğinin de bu ırktan türediği sanılmaktadır.

Osmanlı İmparatorluğu dönemi arşivlerinde, Kangal köpeklerinden bahsedilmekte pedigrili yetiştiriciliği yapıldığı bahsedilmektedir.

Kangal Çoban Köpeklerinin bu kadar eskilere dayanan tarihi geçmişten günümüze kadar ırk özelliğini bozmadan gelebilmesini, geçimini koyunculuktan sağlayan çiftçilerin en güvenilir dostu olmasına ve Dünya köpek ırkları arasında kurtlara karşı koyabilen tek köpek ırkı olmasına bağlanmaktadır. Kangal köpekleri en zor iklim ve çalışma şartlarında verilen görevi cani pahasına yerine getirirler. Bakım ve beslenme şartları diğer köpek ırklarına göre daha basit ve ekonomik olması neslinin devamını sağlamıştır.

Kangal İlçesinin Tarihçesi

İlçenin yerleşim tarihi oldukça eskidir. Anadolu tarihi ilk çağlardan beri medeniyetin beşiği olmuştur. Bir medeniyet yıkılırken yerine yeni bir medeniyet kurulmuştur.

İlçe topraklarının Anadolunun içerisinde olması nedeniyle yıllarca yerleşim merkezi olduğu gibi kurulan devletler arasında sınır teşkil etmesinden dolayı müstahkem mevkii durumuna gelmiştir. İlk çağlardan kalıntılar, ilçenin dağlık bölümünü oluşturan kuzey kesimini oluşturmuştur. Köy Hizmetlerinin yol yapımında,Gençali köyü yakınlarında işlenmiş taşlar bulunmuştur. Hüyük (Tümülüs) adı verilen yığmaları ilçe merkezinde, Yukarıhüyük, Tilkihüyük, Bulak köyü ve Kavak'ta bulunmakta olup henüz güncelleştirilmediği için hangi döneme ait olduğu bilinmemektedir. Hitit krallığının en gelişmiş dönemi olan M.Ö.1400 yılarında Hititlerin doğu komşusu olan Kargamış ile arasındaki sınır ilçe yakınlarında bulunmaktaydı. Hitit dönemine ait Havuz köyünün doğusunda bulunan Karaseki mevkiinde tipik bir Eti şehri harabesi bulunmaktadır. Ayrıca ilçe merkezine 46 km. uzaklıktaki Akçakale köyünde de Hitit dönemine ait bir kale bulunmaktadır. Belirtilen dönemlere ait kalıntılar bakımsızlık nedeniyle harabe durumundadır.

Lityalılar devrinde,devrin komutanlarından GİGES döneminde yapılan ve Mezepotamya ticaretini Ege denizine bağlıyarak Sivas-Malatya-Diyarbakır istikametine giden kral yolu yapılmıştır. Belirtilen yol kral yolumu yoksa buna bağlı başka bir yol mu olduğu kesinlik kazanmamıştır. Romalılar döneminde ilçemiz yerleşim merkezi olduğu Roma kalıntılarından anlaşılmıştır. İlçe merkezinde bulunan çanak, çömlek kalıntıları bunun belgesidir. Bunlardan biri Sivas müzesinde muhafaza edilen ve pişirilmiş topraktan yapılan bir lahittir. Bu lahit ilçemiz merkezinden çıkarılmıştır. Ayrıca bu döneme ait bir su kemeri olduğu da bilinmektedir. Ayrıca merkez ilçenin Alibey mevkiinde Romalılar dönemine ait olduğu sanılan çeşme ve kalıntıları olduğu bilinmektedir.

Selçuklu hükümdarı Alpaslan'ın Bizanslılar ile yaptığı Malazgirt savaşını takiben yapılan antlaşma uyarınca Kızılırmak yayının dışında kalan, Kızılırmağın doğusu ile birlikte ilçemiz yöresi de Selçuklu egemenliğine girmiştir. Bu dönemde ilçemiz ve çevresi Türkmenlerin yerleşim yerlerinden biri olmuştur. Yöreye ilk gelen Türkmen beyleri yol güzergahı (Kral yolu) olması ile ayrıca tarım ve hayvancılığa elverişli olmasından dolayı bugünkü Humarlı, Mısırören ve Havuz köylerinin bulunduğu düz ve çayırlık araziye yerleştikleri bilinmektedir. Burada yerleşenlerin Oğuz Türklerinin KANGAR boyu olduğu tahmin edilmektedir.

Başlangıçta göçer ve hayvancılıkla uğraşan Türkmenler,Selçuklular döneminde yerleşik düzene geçerek bugünkü Humarlı, Mısırören ve Havuz köylerini kurmuşlardır. Bu göçler zaman zaman devam etmiştir.

II. Beyazıt döneminde Kangal İlçemiz Osmanlılara geçmiştir. II.Selim İran seferine giderken İran saflarında yer almasın diye Erzincan, Tunceli dolaylarında yaşayan Türkmenlerin bir kısmın Zara, Divriği ve Kangal arasına yerleştirdiği bilinmektedir. 4.Murat Samsun ve Giresun limanlarını Anadolu'ya ve İstanbul'dan gelen yolu Halep'e kadar bağlayan meşhur Bağdat yolunu Humarlı köyü civarındaki Halep köprüsünün 1626 yılında tamamlanmasından sonra hizmete açılmış ve bölgeye canlılık kazandırmıştır.

Osmanlı-Rus savaşlarında (1877) doğuda ilerleyen Rus ordusundan Türk aileleri bugün Uzunyayla (Çerkez) bölgesine yerleşmiş, 1. Dünya savaşına müteakiben Milli Kurtuluş savaşında da göçler devam etmiş ve bu göçler ilçe merkezine de sirayet etmiştir. Bu savaşlarda Milli saflar cephesinde yer almış Türk boylarıdır.

Kangal, 1901 yılında ilçe merkezi olmuştur. Bu tarihten önce Bucak Subaşı ünvanı ile makam kisfesi, bir cüppe ve Markop denilen ayak giyimi ile sembolleşmiştir.

Kurtuluş savaşı yıllarında yurdun diğer taraflarında oluşturulan cemiyetlere ilaveten Kangal'da ULVIYE adli kadın cemiyeti oluşturulduğu ve Milli Mücadeleye böylece katkıda bulunduğu tespit olunmuştur. ilçeye 1902 yılında ilk kaymakam olarak eski Sivas Valilerinden, tarihi kişiliği olan Muammer Bey atanmıştır. İlçemizde tarım ıslah çalışmalarında bulunduğu bilinmektedir. İlçe merkezinden geçen Sivas-Malatya eski karayolu şosesi, eski Sivas valilerinden Halil Rıfat Paşa zamanın da açılmıştır.

Kangal Adının Nereden Geldiği

İlçenin Kangal ismini alışının çeşitli rivayetleri vardır.

 

  • Kangal ilçesi geniş bir vadi içerisinde olup, etrafındaki dağların Kangal şeklinde çevrelenmesine izafeten
  • Kangal'a yerleşen iki düşman aşiretin kan davalarına son vermeleri ile KAN-KAL şeklinde isim oluştuğu ve şive nedeniyle Kangal'a dönüştüğü.
  • Burada yetişen dikenli boz renkli Kangal yabani otunun çokluğu nedeni ile KANGAL ismini aldığı rivayet olunmaktadır.
  • Yerli halkın Anadolu'ya ilk gelen KANGAR Türk boylarından olması dolayısıyla ve zaman değişikliğine uğrayarak KANGAL adını aldığı söylenmektedir.

Bugünkü Kangal

Kangal ilçesi Kuzeybatıdan Ulaş Güneyden Gürün ilçesi ile 70 km, Güneybatıda Kayseri ili Pınarbaşı ilçesi ile 10 km, Batıda Altınyayla ilçesi ile 20 km mülki sınırı vardır.

Kangal İlçesi Sivas-Malatya yolu üzerinde olup Sivas'a 86 km, Malatya İl merkezine 161 km dir.

İlçe merkezinin nüfusu 14300, yüzölçümüyse 58 km2'dir. Kangal İlçesine bağlı 3 belde, 109 köy, 12 mahalle, 46 mezra bulunmaktadır.

Kangal İlçesi Köpeğiyle ünlü olduğu kadar, koyunu ve Sedef hastalığının tedavi merkezi olan Balıklı çermiği ile de meşhurdur. Kangal İlçe merkezine 13 km mesafede bulunan Balıklı çermik, yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği yerlerdendir. Her yıl temmuz ayında Kangal'da Kangal çoban köpeği ve Kangal koyunu festivali yapılmakta olup; festival bünyesinde Kangal çoban köpeği ve Kangal koyunu yarışmaları düzenlen- mektedir. Ayrıca Kangal sahip olduğu yırtıcı kuş potansiyeli bakımından KUŞ GÖZLEMCİLERİ için gelinmesi gereken bir yerdir

 
Bugün 5 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı!
sivaslı yiğidooo  
   
sivaslı Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol